Tekrarlayan Gebelik Kayıpları
Bir gebeliğin 20 haftadan önce veya 500 gramın altında sonlanmasına abortus adı verilmektedir.
Görülme oranı %15’ dir. Bu tanım genel bir tanımdır. Bunu gebeliğin 4-20. haftalar arasında gebeliğin sonlanması şeklinde tarif etmek daha doğru olur. Çünkü döllenmeyi takiben 2-4 hafta içinde olan henüz tanımlanmamış düşük oranı %50 çıvarındadır. Gebelik kayıplarının %80’i ilk 12 hafta içinde olmaktadır. Bunların %70’ inde neden kromozom anomalileridir. Düşük oranının anne adayının yaşı arttıkça buna paralel olarak arttığı görülmektedir. 25 yaşın altında bu oran %12 iken, 40 yaşın üstünde %30 oranına çıkmaktadır.
Gebelik kayıplarının arka arkaya 3 veya daha fazla olmasına tekrarlayan gebelik kaybı (TGK) denmektedir. Bunun oranı %1-3 dür. Gebelik kayıpları çitleri üzer, bundan sonra oluşacak gebeliklerinin akibetleri hakkında endişe duymalarına yol açar.Bazı çiftlerde suçluluk duygusu, depresyon ve stres görülebilir.Gelişmiş ülkelerde, ilk gebelik yaşı artmış, doğum oranı da azalmıştır. Dolayısıyla çiftler gebe kalındığında ona daha çok odaklanırlar ve gebeliğe bağlı komplikasyonlar da onları daha çok üzer.
Tekrarlayan gebelik kayıplarında , hasta gebe kaldığında o gebeliğin akibeti hakkında bize öngörüde bulundurabileçek en önemli faktör daha önceki düşük sayısıdır. 3 düşükten sonra açıklanamayan ve tedavi edilemeyen tekrarlayan düşük sonrası canlı doğum oranı % 55’tir. Canlı doğum oranı dört düşük sonrası % 45, beş düşük sonrası %41, olarak bulunmuştur.
Eğer daha önçe doğum yapmış onu takiben 3 gebelik kaybı olmuşsa bunları takip eden gebeliğinde canlı doğum yapma oranı %70 cıvarındadır.
Etyoloji
Tekrarlayan gebelik kayıpları şikayeti ile bir hasta başvurduğunda, jinekolojik ve ultrason muayenesini takiben yapılması gereken şey düşüklerin nedeninin araştırılmasıdır. Tetkikler yapıldığında maalesef vakaların %30-40 ‘ında herhangi bir neden bulunamamaktadır. Kalan %60-70 vakada neden tesbit edilebilmekte ve tadavi o nedene yönelik yapılmaktadır.
Muhtemel nedenleri altı ana başlık halinde toplayabiliriz:
- Genetik nedenler
- Anatomik malformasyonlar
- Endokrin bozukluklar
- İnfeksiyon hastalıkları
- Otoimmün hastalıklar
- Çevresel faktörler.