İnfertil Hastaların Psikolojik Sorunları

infertil-hastalarin-psikolojik-sorunlari

Çiftler çocuk sahibi olmak isteyip de belli bir sürede gebelik oluşmayınca önce bir merak duygusu beliriyor. Niye gebelik oluşmadı diye? Başlangıçta bazı çiftler bu merak duygusunu birbiriyle paylaşmazken, birbirlerinden bağımsız düşünürken, bazıları duygularını hemen dışa vurup, eşiyle paylaşıyor. Sonuçta niye gebelik oluşmadığının nedenini öğrenmek için doktora gittiklerinde; yapılan tetkikler sonucunda eşlerden birinde normal yollardan gebe kalmayı önleyen bir problemle karşılaşıldığında bu sonuç çiftlerde adeta bir şok etkisi yapıyor, sonucu kabul etmek istemiyorlar. Kadınların % 50 ye yakını infertilite tanısını hayatlarının en üzücü durumlarından biri olduğunu ifade etmektedir. Çalışmalara göre başlangıçta kadınların %26.9 u, erkeklerin %22 si kısırlık hakkında konuşmakta zorluk çeker.

Buradan itibaren bir stres başlıyor. Çift infertilite olasılığına hazırlıksızdır. Sürekli bir gebelik ümidi vardır, hayalleri vardır, 2 ya da 3 çocuk istiyor olabilirler, çocukları çok seviyor olabilirler.

Stresin dozu kişiden kişiye değişiyor. Kendini çok iyi yetiştirmiş, stresle başa çıkma konusunda başarılı bireylerde stres az olurken, bunun zıttı insanlarda daha fazla olmaktadır. Bazı çevre faktörleri de stresin derecesinde, stresle başa çıkmada etkili olmaktadır. Örneğin çalışan insanlarda, çalışmayanlara oranla stres daha az olmakta yine çiftlerin yakınlarının belli bir mesafe koyarak yapabilecekleri pozitif katkılar stresi azaltmaktadır.

Tedavi onlar için bir umuttur. İnfertilite nedenine göre tedavide farklılıklar vardır. Burada doktora önemli görev düşüyor, hastayı bilgilendirirken, tedavideki başarı oranını abartmamalı, hiçbir infertilite tedavisinde yüzde yüz başarılı sonuç alınamadığı konusunda hastayı bilgilendirmelidir. Hastalar genel olarak gebeliğe odaklanıyor, tedavi sonucu gebeliğe ulaşılamadığı zaman umut’un yerini hayal kırıklığı alıyor. Tedavi ile de gebe kalamama, eşle birlikte üretememe gibi kaygılar ortaya çıkıyor. Bazı çiftlerin yaşam kalitesinde bir bozulma görülebiliyor.

infertil-hastalarin-psikolojik-sorunlari

Yaşam kalitesinin negatif etkilendiği hususlar şöyle sıralanabilir: Partneriyle ilişkiler, seksüel ilişkiler, aile ve arkadaş ilişkileri, iş ve kariyer hayatı, psikolojik durum, finansal durum.

İnfertil çiftlerin; %21’i çocuk sahibi olamamanın eşi ile ilişkisini olumsuz yönde etkilediğini, %22’si sosyal ilişkilerinin olumsuz yönde etkilendiğini bildirmiştir.‘Kısırlık; erkeklere kıyaslara kadınları daha çok üzüyor. Yapılan çalışmalarda infertil kadınların eşlerinden ve fertil olan kadınlardan daha fazla stres (anksiyete, depresyon) yaşadığı görülmüştür. İnfertilteye neden olan probleme sahip olan eş diğerinin anne-babalık rolünü yerine getirmesine engel olduğunu düşünerek kendisini suçlu hisseder.

Arkadaşlarından veya aile ortamından birinin gebe kaldığını duyunca, tabiî ki seviniyorlar, fakat kendilerinin niçin olmuyor diye üzülüyorlar.

İş yaşamlarında, konsantrasyon güçlüğü, bazen unutkanlık ve verimliliğin azalması görülebiliyor. İnfertilite tedavisi; her zaman pozitif sonuçlanmayan ve kısmen pahalı bir tedavi yöntemidir. Ekonomik güçlükler stresi daha da arttırmaktadır.

Tüp bebek tedavi sonucu negatif çıktığında bunu ilk öğrenen kadın üzülüyor. Eşin ona desteği bu üzüntüyü hafifletiyor. Eşlerin bu dönemde birbirlerine destek olması ve pozitif düşünmeleri önemli.

Kadınlar ve erkekler farklı duygular içinde olabilirer.

Erkekler daha çözüm odaklı bir bakış açısına sahiptirler. Başarısızlıktan veya partnerinin duyduğu acıdan ve sıkıntıdan uzak bir sonraki obsiyona yönelmeye hazırdırlar. Kadınlar ise kayıplarının acısını içlerinde yaşarlar ve umut etmekten kolay vazgeçmezler. Tedaviye başlama konusunda daha girişkenler .Tedaviye devam konusunda daha kararlılar. Ebeveyn olma konusunda daha fazla çözüm üretiyorlar. Kadınlar stres verici bir durumda sosyal desteğe daha fazla ihtiyaç duymaları sonucu sorunlarını başkalarına açma ve yardım isteme konusunda erkeklere kıyasla daha rahat davranıyorlar.

Stresli olan çiftler için stresle başa çıkma konusunda bazı yöntemler öneriliyor:

Bunlar;

  • Meydan okuyarak başa çıkma,
  • Uzaklaştırma,
  • Kendini kontrol etme,
  • Sosyal destek arama,
  • Sorumluluğu kabul etme,
  • Kaçış/uzak durma,
  • Planlı problem çözme ve
  • Pozitif yeniden değerlendirme

olarak sekiz alt boyutta toplanmaktadır.

Doktor desteği nasıl olmalıdır?

  • Hastanın maksimum düzeyde bilinçlendirilmesi ve tedavinin içine katılması,
  • Hastaya gerçekci başarı oranı verilmesi.
  • Hastaya odaklanma
  • Gerekli tetkiklerin tam yapılması.

Negatif sonuçlanan bir tedavi sonrası:

  • Dürüst ve de destekleyici olmak,
  • Durmak gereken noktada bunu söylemek,
  • Çifti geleçek için motive etmek.