Menopoz
Menopoz kelime anlamıyla kadınların aylık mensrüel siklusunun sona ermesidir. Ortalama 48-50 yaşlarında kadınlar son adetini görür.Bununla birlikte kadınların %25’i 45 yaşından önce, %2 si 40 yaşından önce menopoza girebilir.
Hastanın genç kızken ilk adetini gördüğü yaşın, yaşadığı coğrafi bölgenin, evli veya bekar olmasının, çocuğunun olup olmamasının ve sosyoekonomik durumunun menopoz yaşı ile ilgisi yoktur.
Menopoz yumurtalık fonksiyonunun sona ermesinin bir işaretidir. Diğer bir deyimle üreme fonksiyonlarının sona erdiğinin göstergesidir.
Yumurtalık fonksiyonları sona erince, yumurtalıklar tarafından salgılanan hormonlarda büyük bir azalma olur. Ona bağlı olarak da bazı rahatsızlıklar meydana gelir. Bayanların bir kısmı bu rahatsızlıkları çok büyütmekte, menopoz dönemine endişeyle bakmaktadır. Halbuki menopoz birinci resimde görüldüğü gibi kadın hayatının evrelerinden biridir. Kadının en tecrübeli, bilge olduğu bir dönemdir. Bu dönemde kadının topluma yapabileceği birçok katkılar vardır. İkinci resimde görüldüğü gibi bundan yüz yıl önce kadınların ortalama yaşı 50 cıvarında idi ve bir çok kadın menopoz dönemini görmeden kaybediliyordu.
Ortalama yaş giderek yükselmektedir.Buna bağlı olarak kadınların menopoz sonrası geçirdiği süre de artmaktadır. Kadınlar yaşamlarının ortalama 1/3 ünü menopoz sonrası geçirmektedir. Gerek yumurtalık fonksiyonlarının sona ermesiyle o zamana kadar salgılanan hormonların salgılanamaması sonucu ; hemen ortaya çıkan rahatsızlıklar gerekse daha geç dönemde ortaya çıkabilecek rahatsızlıklarla hem hekimlerin hem de sosyal kurumların yakinen ilgilenmesi gerekir. Bu arada hastalarımızı da bilinçlendirmemiz şarttır. Maalesef sağlık konusunda toplumumuzun yeteri kadar bilinçli olduğunu ifade etmek zor.
Overler de hormon salgılanmasının azalmaya başlamasıyla vazomotor semptom dediğimiz bazı rahatsızlıklar ortaya çıkar. Bu semptomların şiddeti hastanın sosyal ve kültürel durumuyla, kişilik yapısıyla çok yakından ilgilidir. Bazı hastalar bu semptomları çok dolu, dolu hissederken bazıları çok hafif rahatsızlık duyabilir. Bu semptomlar : Ateş basması, gece terlemeleri, uykusuzluk, sinirlilik, endişe, hafızada yavaşlama, konsantrasyon kaybı, çarpıntı, baş ağrısı ve lipidoda azalmadır. Bu rahatsızlıklar ortalama 1-2 yıl devam eder ve geçer. Nadiren bazı hastalarda 4-5 yıl veya daha uzun süre devam ettiği de görülmektedir.
Menopoza girdikten 4-5 yıl sonra atrofik değişiklikler görülür. 10-15 yıl sonra kalp-damar hastalıkları ve osteoporaza bağlı rahatsızlıklar da bir artma ortaya çıkar.
Ürogenital Atrofi
Menopoza girdikten ortalama 4-5 yıl sonra vajinada, ve mesanede atrofik değişiklikler meydana gelir. Vajinada meydana gelen atrofik değişiklikler sonucu vajina elastikiyeti ve kayganlığı azalır, vajinada kuruluk olur ve vajina mukozası incelir.Bunların sonucu olarak da vajinada enfeksiyon görülme oranı daha artar, cinsel ilişki ağrılı olur. Üretra ve mesane de meydana gelen atrofik değişiklikler sonucu idrar yaparken ağrı hissi olabilir, daha sık idrar edilir ve idrar yolu enfeksiyonlarına daha sık rastlanır. Atrofi sonucu destek dokusu da azalacağından özellikle vajinal yoldan zor doğum yapan hastalarda vajina ön ve arka duvarında, rahimde sarkmalar oluşabilir, idrar tutamama şikayetleri ortaya çıkabilir.
Cilt değişiklikleri
Deride de atrofik değişiklikler meydana gelir, bunun sonucu, elastikiyet azalır, cilt daha kuru olur Ciltte sarkmalar meydana gelir.Yara oluştuğunda iyileşme daha uzun süre alır.
Postmenopozal osteoporosis:
Osteoporoz kemik kitle yoğunluğunun azalması demektir. Bunun sonucunda kemiklerde ağrı ve kırılma riski ortaya çıkar.Osteoporozun bir çok nedeni vardır. En önemli nedeni ise menopoz sonrası organizmada meydana gelen değişikliklerdir. Genel olarak menopoza girdikten 10-15 yıl sonra görülür. Osteoporoz sonrası en sık kırıkların meydana geldiği kemikler vertebra ( omurga) , kalça kemiği ve el bilek kemiğidir.
Vertebra kemiklerindeki kırılma daha çok ezilme şeklindedir, bunun sonucu boy kısalır.Kırıklar genel olarak ufak bir travma, düşme veya çarpma sonucu meydana gelebilir. Vertebra kırıkları spontan da olabilmektedir.Bunlar içinde en ciddi olanı kalça kırıklarıdır.Daha ziyade 70 li yaşlardan sonra oluşur. Kalça kırığı olan hastaların % 10-20 si kaybedilir, %30-40’ı kalça kırığından sonra yatalak bir yaşam sürdürür, %40-50 si ancak tekrar mobil bir hayata dönebilir.
Menopoz sonrası yaşlarda osteoporoza bağlı kırık riski %30 civarındadır.
Yaşam Kalitesini Etkileyen Faktörler
- Daha önceki fiziksel hayat
- Daha önceki duygusal hayat
- Stresli durumlarla başedebilme deneyimi
- Menapoz hakkında inanışları
- Aile Hayatı
- Seks Hayatı
- Çalışma Koşulları (Ev veya iş)
- Hobileri
- Medikal hastalıkları
- Kullandığı sürekli ilaçlar
- Dini inanışı
Tedavi
Yukarda belirtildiği gibi menopozun ilk yıllarında meydana gelen rahatsızlıklar bazı hastalarda çok şiddetli seyretmektedir.Aynı zamanda kemiklerle ilgili değişiklikler yine ilk yıllarda daha yoğun olmaktadır.Bu rahatsızlıkların nedeni o zamana kadar salgılanmakta olan Östrojen hormonunun salgılanmamasıdır. Bu hormonu dışardan verdiğimizde ( ki bu tedaviye replasman tedavisi = yerine koyma tedavisi denmektedir ) bu rahatsızlıkları önemli ölçüde önlemek mümkündür.
- Sıcak Basması ve gece terlemelerini azaltır
- Vaginal kuruluk ve idrar yolu problemlerindedüzelme sağlar
- Ruhsal durumu olumlu etkiler
Replasman tedavisine başlamadan önce hastaya bazı tetkikler yaptırmak onun yapısını öğrenmek, tedaviyi ona göre planlamak gerekir. Hastanın jinekolojik muayenesi yapılmalı,smear alınmalı ve bu muayene ultrason muayenesi ile tamamlanmalıdır.Ultrasonla muayenede rahim içi zarının kalınlığına özellikle bakılmalıdır. Meme muayenesi yapılmalı ve memografik tetkik istenmelidir. Biyokimya tetkiki ile hastanın kolesterol durumu, karaciğer enzimleri ve kan şekeri değeri öğrenilmelidir. Replasman tedavisine bu tetkiklerden sonra başlanmalıdır. Değişik tedavi planları vardır. Dr. hastasının bünyesine göre bunlardan birisini tercih eder. Tedavi süresi hastadan hastaya değişmekle birlikte ortalama 5 yıl devam etmesinde yarar olduğu bu işlerle uğraşanların ortak kanaatidir. Her yıl hasta yukarda belirtildiği gibi muayene edilmeli, gerekli tetkikler yapılmalı tedavinin devam edip etmeyeceğine ondan sonra karar verilmelidir. Tedavi bazı hastalarda 10 yıl kadar devam edebilir. 10 yıldan daha uzun süre tedavi pek tercih edilmemektedir.
Replasman tedavisi kadar önemli olan; belki ondan da önemli olan bir husus da hastanın menopoz öncesi psikolojik olarak buna hazır olması, menopozdan sonra da yaşam şekline ve beslenmesine dikkat etmesidir. Hanımlar her şeyden önce menopoz döneminin hayatın normal dönemlerinden biri olduğunun bilincinde olmalıdır. Genç kızlık döneminde ilk adetin görülmesiyle üreme çağına girmek ne kadar normalse üreme çağının sona ermesi ve olgunluk çağına girilmesi de o kadar normaldir. Ayrıca bu dönemin de kendine has erdemleri vardır.
Menopozdaki hanımlar yaşam şekline de dikkat etmelidir. Sigara ve alkol kullanıyorsa bunları kullanmamalı, fazla kiloları varsa bunlardan kurtulup boylarına uygun kiloya sahip olmalıdır. Spor yapmakta büyük yarar vardır. Bu yaşlarda yapılacak en iyi spor yürüyüştür. Beslenme de dikkat edilmesi gereken başka bir husustur, kalsiyumdan zengin gıdalar alınmalıdır.
Sık Sorulan Sorular
Menopoz nedir ?
Yumurtalıklarda her ay gelişen foliküllerin tükenmesine bağlı gelişen adet görememe durumudur. Menopoz ortalama 48-50 yaşında görülür. 40 yaşından önce olmasına prematür (erken) menopoz nedir. Cerrahi nedenlerle yumurtalıklar alınınca da adet görülemez , buna da cerrahi menopoz denir.
Menopoz tanısı nasıl konur ?
Menopozun en önemli şikayeti adet olamamadır. Hastada gebelik ve diğer hormon hastalıkların olmadığı ortaya konmalıdır. Eğer FSH değeri adetin 3. günü 40 mIU/dL’nin üzerindeyse menopoz tanısı konacaktır.
Menopoz tedavisi neden yapılır ?
Menopoz tedavisi ateş basması, gece terlemesi, uykusuzluk, ruhsal gerginlik gibi vazomotor şikayetlerin giderilmesi, vaginal kuruluk ve kemik erimesi (osteoporoz) şikayetleri önlemek için yapılır. Tedavi herkese yapılması gereken bir zorunluluk değildir ve kişinin istekleri, şikayetleri, yaşam koşulları göz önüne alınarak düzenlenmelidir.
Menopoz tedavisi kanser yapar mı ?
Son yıllardaki çalışmalar uzun süreli (10 yıldan fazla) menopoz tedavisi yapılan hastalarda meme kanseri sıklığında hafif bir artış olduğunu göstermiştir. Bunun karşılığı kolon kanserleri görülme oranın da ise hafif bir azalma olmaktadır.
Menopozdaki hastanın takibinde neler önemlidir ?
Menopoz sadece hormon eksikliği değildir. Yaşlanmanın getirdiği sorunlardan biridir. Hastanın yaşadığı sorunlar yaşının getirdiği koşullara göre yaşam düzeninin yeniden planlanmasını gerektirir. Düzenli spor yapmak, varsa fazla kiloları vermek, beslenme alışkanlıklarında bitkisel gıdaların payını arttırmak, kalsiumdan zengin beslenmek, süt ve ürünlerinden yeterince yararlanmak bu yaş döneminde dikkat edilmesi gerekenlerdir.
Hasta sigara içiyorsa bunu mutlaka bırakmalıdır.
Hormon tedavisi ile de bunlara destek sağlanabilir. Yoksa sadece her gün düzenli hap yutarak şikayetlerden kurtulmak mümkün değildir.
Menopozdaki hastanın takibi ne sıklıkta olmalıdır ?
Yıllık jinekolojik ve meme muayenesi, jinekolojik ultrason muayenesi, memografi, smear, kan sayımı ve biyokimya tahlili ile hastanın izlenmesi yeterlidir. Kemik yoğunluğu incelenmesi hastanın menopoz süresine, şikayetlerine, hormon tedavisi alıp almamasına göre değişir.
Menopozda kanama olması ne anlama gelir ?
Menopoz kelime olarak adetlerin durması anlamına gelir. Bu dönemde kanama olması beklenmez. Kanama olduğunda en kısa sürede muayene yapılmalıdır.
Menopoz ile ilgili diğer içeriklerimiz
Menopoz Nedir?
Menopoz Belirtileri
Menopoz Tedavisi
Menopoz ve Osteoporoz