Vajinal Doğumun Evreleri
Yukarlarda da belirtildiği gibi gebelik süresi 40 haftadır. 38. haftaya gelince bebek miadında demektir. En geç 42. haftaya kadar doğurtulması gerekir. Doğumların ortalama %10’u erken, yani 38. haftadan önce olmaktadır. Erken doğumlar ne kadar erken olursa o kadar çok yoğun bakıma gereksinim duyulmaktadır. Özellikte 32 haftadan önce doğan bebeklerin yeni doğan yoğun bakımına gereksinimi yüksektir.
Gebeliğin son aylarında görülen Braxtonx-Hicks kasılmalarının düzenli bir şekilde yaklaşık 8-10 dakikada bir gelmesi, rahim ağzındaki kanlı mukus tıkacın atılması (halk arasında buna doğum işareti denir) veya suların gelmesi doğumun başladığının işaretleridir. Bu işaretlerden birini veya birkaçını gören hastanın hastaneye gitmesi gerekir. Eğer hasta gebeliği boyunca her ay düzenli kontrollere gitmişse son aydaki muayenede doktorun bebeğin büyüklüğüne ve doğum yoluna bakıp gebeye normal vajinal yoldan doğurup doğuramayacağını söylemesi gerekir. Eğer hastayı gebeliğini takip eden doktor değil de başka bir doktor doğurtacaksa; hasta hastaneye gelir gelmez, doğum kanalını (pelvis girimini. Pelvis boşuğunu=girim ve çıkım arasındaki kısım ve pelvis çıkımını), bebeğin büyüklüğünü, bebeğin doğum kanalına giriş şekline bakarak doğumun normal vajinal yoldan olup olamayacağına karar vermesi gerekir.
Hafif, hafif gelen ağrılar giderek şiddetini arttırmaya ve ağrılar arası süre de giderek kısalmaya başlar. Doktorun zaman, zaman bebeğin kap atışlarını dinlemesi ve rahim ağzının ağrılara paralel olarak açılıp açılmadığını kontrol etmesi gerekir.
Normal doğumun üç evresi vardır:
- Ağrıların başlayıp, rahim ağzının tam açılıncaya kadar olan devresi
- Çocuğun doğum kanalında ilerlemesi ve doğması,
- Plasentanın çıkartılması, kesilmiş veya doğum kanalında yırtılmış yerler varsa oraların dikilmesi.
Birinci evre: Doğum ağrılarının 8-10 dakikada bir düzenli bir şekilde başlamasıyla rahim ağzı açılmaya başlar. Rahim ağzının açılmasının ilk işareti de onu kapatan mukus tıkacın hafif kanlı bir şekilde atılmasıdır. Doğumun birince evresi doğumun en uzun süren evresidir. Yaklaşık tüm doğum süresinin %85-90’ı birinci evredir. Hastanın bu evrede kendini yormaması gerekir. Ağrılar arasındaki süre giderek azalır, ağrının şiddeti de artar. Ağrılı dönemde hastanın nefes egzersizleri yapması, ağrısız dönemde de rahat, relaks olması gerekir. Rahim ağzı yaklaşık 6-7 cm açılıp, bebeğin başı doğum kanalı girişine tam prezente olunca su kesesi açılır. Su kesesi açıldıktan sonra rahimdeki gerginliğin azalmasına bağlı olarak ağrıların şiddeti hafif azalır, sonra tekrar artar. Rahimin tam açılmasıyla birince evre biter ve ikinci evre başlar. Birinci evrede sık, sık bebeğin kalp atışlarının dinlenmesi, hastanın rahatlatılması ve zaman, zaman muayene edilerek rahim ağzının açılmasının kontrol edilmesi gerekir.
İkinci evre: Rahim ağzının tam açılmasıyla başlar, bu devrede ağrılar artmış, en üst seviyesine gelmiştir, 2-3 dakika araya gelip 60-70 saniye devam eder. Bu devrede ağrılarla birlikte irade dışı bir ıkınma hissi de başlar. Bu devre ilk çocuğunu doğuranlar için yaklaşık bir saat kadar, ikinci veya üçüncü çocuğunu doğuranlarda yarım saat kadar sürer. Bu sürenin uzamaması gerekir, uzadıkça bebekte bazı sıkıntılar ortaya çıkabilir. Bunun erkenden farkına varılabilmesi için bebek kalp atışlarının sık, sık dinlenmesi gerekir. Bu evrenin uzamaması için ağrılarla birlikte gebenin ıkınması gerekir. Nihayet doğurtan doktor bebeğin başını görür, bir, iki kuvvetli ıkınmayla da çocuk doğar.
Üçüncü evre: Çocuğun doğumundan plasentanın çıkartılmasına kadar olan süredir. Bu sabırla beklenir, plasentanın ayrılma belirtileri görüldükten sonra, üstten rahime masaj yapılarak plasenta çıkartılır. Bu evre yarım saati geçmez. Plasenta çıktıktan sonra vajina ve vajina girişi kontrol edilir, her hangi bir yırtık oluşmuşsa dikilir. Bazen da, düzensiz yırtıklara engel olmak için vajina girişi hekim tarafından kesilir, plasenta çıktıktan sonra burası dikilir. Hastanın kanaması kontrol edilerek doğum tamamlanmış olur.