Tekrarlayan Gebelik Kayıpları ve Endokrin Bozukluklar
İmplantasyonu takiben fetusun sağlıklı gelişimini birçok endokrinolojik olay etkileyebilir. Bazı anne adayları gebelik kaybına yol açan endokrin bozukluklara sahiptir.Tüm gebelik kayıplarının %8-12 si endokrin sebeplidir. Gebelik kayıplarına yol açan endokrin patolojileri şöyle sıralayabiliriz.
Luteal faz yetersizliği, PCOS, hiperprolaktinemi , tiroid fonksiyon bozuklukları ve diabetes mellitus. Tekrarlayan gebelik kaybı vakalarında endokrin patolojiyi tespit etmek ve gebeliğin gidişatını düzeltmek mümkün olabilmektedir.
Luteal Faz Yetersizliği (LFD)
Korpus luteumdan salgılanan progesteronun implantasyon ve gebeliğin erken döneminin korunmasında önemi büyüktür. Bazı araştırmacılar tekrarlayan gebelik kayıplarının %20-25 inin luteal faz sırasındaki progesteron eksikliğinin sonucu meydana geldiğini belirtmektedir. Buna luteal faz yetersizliği denmektedir. Gebeliğin 8.haftasından sonraki kayıpları luteal faz defektine bağlamak güçtür çünkü plasenta progesteron sentezlemeye başlar ve ovaryan progesterona gerek kalmaz.
Bir başka tanı metodu Midluteal progesteron seviyesine bakmaktır.10ng/ml nin altındaki değerler luteal faz yetersizliği gösterir.
Progesteron desteginin LFD yi efectif bir sekilde tedavi ettiginin veya dusukleri azalttigini gosteren ikna edici bir kontrollu klinik calisma bulunmamaktadir. Bazi klinisyenler LFD icin amprik progesterone destegine devam etmektedir çünkü bu yontem ucuzdur ve yan etkileri azdir..
Luteal faz yetersizliğinin oosit fertilizasyonuna izin verip, sonuçta spontan abortusa yol açacağı yetersiz folikül gelişiminin bir sonucu olabileçeği düşünülüyor.Bu nedenle folikül gelişmesini iyileştirmek için gonodatropinlerle kombine ya da tek başına klomifen sitratın ın yararlı olduğuna inanılmaktadır. Bu ajanlar birden çok folikülün gelişmesini sağlayarak progesteron üretimini arttırırlar. Matür folikül geliştiğinde 5000 ya da 10000 ünite HCG kullanilabilir.
Progesterone destegi bazal ısının yükselmesinden 2-3 gün sonra başlanıp 7-11 hafta devam edilebilir. Yapılan hormon destek tedavileri tekrarlayan düşüklü kadınlarda miadında doğum şansını arttırmıştır.
Hiperprolaktinemi ve Gebelik Kaybı
Hiperprolaktinemi hipotalomik-hipofiz- ovaryan aksı etkiler. Bunun sonucu folikül gelişmesinde ve oosit matürasyonunda yetersizlik oluşur. Hiperprolaktineminin TGK ile ilişkisini gösteren yayınlar vardir. Nitekim bromokriptin ile tedavi edilen tekrarlayan düşüklü hastalarda iyi sonuçlar alınmıştır. Sonuç olarak normal PRL düzeyi gebelik için önem taşımaktadır.
Tiroid Fonksiyon Bozukluğu ve Gebelik Kaybı Tiroid fonk bozukluğu tekrarlayan düşük ile ilişkisi tam olarak tespit edilememiştir.
DM ve Gebelik Kaybı
Kontrollü tip 1 DM hastaları TGK ile ilgili yüksek risk taşımazken, kontrolsüz diyabet gebelik kaybi ile ilgili risk taşımaktadır.